Mutsuzluuğun asıl nedeni

Mutsuzluğun asıl nedeni önce kabullenememek sonra da alışamamaktır. Bir şeyi ne olursa olsun değiştiremiyorsak, onu kabullenip daha sonra alışıp mutlu olmanın yollarını ararız.
En üzücü şey örneğin; ölüm, kaybediş. Yokluğu, o boşluğu kabullenemeyiz. Nasıl yani? Deriz. Daha dün burada uyuyordu, bana gülümsedi... anılar, geçirilen anlar... uzun süren bir boşluk, daha sonra alışamama süreci.onunla  Yapılan planlar.. önce hatıralar,daha sonra hayaller.. son.

Ardında kalan pişmanlıklar..
Şuan bunu yazıyorum ve zaman akıyor. Yaşadıkça hep yaşayacağız gibi geliyor ama unutuyoruz her şeyde olduğu gibi ‘son’u. Düşünmüyoruz çoğu zaman, kalpleri kırıyoruz.  Doyamıyoruz hiçbir zaman. Pişman olacağımızı bildiğimiz halde yapıyoruz bazı şeyleri, bazen de yapmadığımıza pişman oluyoruz.
Git gide hayat bize uyum sağlayacağına, biz hayata uyum sağlıyoruz. Farklı yaşayan biri varsa da garipsiyoruz. Koşuşturma içinde öldürüyoruz içimizdeki tutkuları. Bir şey bekliyoruz çoğu zaman bir şey.
Peki ne ?
Koşuşturma içinde bazen mutsuz olduğumuzun bile farkına varmıyoruz. İçimizde biriktiriyoruz bir yanardağ gibi patlıyoruz sonra. Ruhumuz bile hastalanıyor. Kendimiz olamıyoruz. Sosyal medyaya yaklaştıkça kendimizi sadece beğeniyle mutlu olacak gibi kodluyoruz. İnsanlara güvenimizi şifre vererek onaylıyoruz. Sevgimizi herkes görsün, herkes bilsin istiyoruz. Diğer insanların gezdiği, giydiği, yediği şeylere özeniyoruz ve kendi içimizde kayboluyoruz. Olduğumuz gibi kalmıyoruz ve bunu da kabullenemiyoruz..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nedir bu 'utepils' ?

Yürüyorum

Köklerimizden gelen seçimler